Bir kuş…
Yaşamının balık peşinde koşmaktan çok daha fazlası olduğuna inanan…
Sınırlarını merak eden…
Uçarak neler yapabileceğini görmek isteyen…
Uçmaya ve öğrenmeye âşık sıra dışı bir kuş…
Bu özgür ruhu sürüye uyması için zorlayan bir aile…
“Diğerleri gibi olmak bu kadar mı zor?” diyen bir anne…
“Uçmak karın doyurmaz… Senin uçma nedenin yiyecek bulabilmek…” diyerek yol göstermeye çalışan bir baba…
Martı Ailesi’nin gelenek ve göreneklerine aykırı hareket ettiği için onu dışlayan ve sarp kayalıklarda yalnızlığa mahkûm eden Martı Konseyi…
Tüm bunlara rağmen yaşamın gerçek anlamını aramaktan ve uçmaktan vazgeçmeyen Martı Jonathan…
...
Bu kitabı, içimizde yaşayan gerçek Martı Jonathan’lara ithaf etmiş kitabın yazarı Richard Bach…
...
Kitap, çok derin mesajlar veriyor okuyucuya…
Bir martının yaşamı üzerinden;
Sınırlarımızı aşabileceğimizi…
Sorgulamamız gereken bir yaşamımız olduğunu…
İçinde yaşadığımız çarpık sistemin yetenekleri nasıl körelttiğini…
Bizim kültürümüzdeki “Sürüden ayrılanı kurt kapar.” yaklaşımının aksine sürüden ayrılmanın neden önemli olduğunu…
Tüm zorluklara rağmen kolay olanı değil de zor da olsa tutkularımızın peşinden gitmemiz gerektiğini
…anlatıyor.
…
Beni derinden etkileyen, belirli zaman aralıklarıyla tekrar tekrar okuduğum bir kitap Martı…
Kimine göre masal kitabı… Kimine göre kişisel gelişim…
Ne fark eder ki… Masal kitabı da olsa kişisel gelişim kitabı da olsa verdiği mesajları almak isteyen için sarsıcı bir kitap… Ve bence kitabın türünden çok içindeki mesaj önemli… Ben bu kitabı okurken; kitapta yer alan pek çok olayın, diyalogun ve karakterin gerçek yaşamımda bir karşılığı olduğunu gördüm.
Benim önerim; bu kitabı mutlaka hayatınızda en az bir kez okuyun. Eğer bir ebeveynseniz lütfen çocuklarınıza da okutun.
İçinizdeki Martı Jonathan’ı özgür bırakmanız dileğiyle…
Sevgilerimle,
Meryem Şanlı